Erasmus+ programı sayesinde Prag’da geçirdiğim öğrenim dönemi, benim için unutulmaz bir deneyim oldu. Hem kültürel hem de eğitimsel açıdan çok değerli bir geziydi. Prag, tarihi dokusu ve etkileyici mimarisiyle göz kamaştırıcı bir şehir. Eski Şehir Meydanı'ndaki saat kulesi, Karl Köprüsü ve Prag Kalesi gibi simgesel yapıları görmek, tarihle iç içe bir gezinti yapmamı sağladı. Ancak, gezinin en önemli kısmı, farklı ülkelerden gelen katılımcılarla etkileşimde bulunmaktı. Erasmus+ programı sayesinde, diğer ülkelerden gelen arkadaşlarla deneyimlerimizi paylaşarak kültürel farkları daha iyi anlama fırsatı buldum.
Prag’ın sunduğu sosyal olanaklar oldukça tatmin ediciydi. Yerel yemekler, kültürel aktiviteler ve Prag’ın güzel kafeleri, ziyaretçilerin şehri her yönüyle keşfetmesine olanak sağlıyor. Bu deneyim, sadece profesyonel gelişimime katkı sağlamakla kalmadı, aynı zamanda yeni arkadaşlıklar kurarak, Avrupa’daki farklı kültürleri daha yakından tanımama fırsat sundu.
GÖKBERK AKKARGA
İstanbul Kültür Üniversitesi
Erasmus benim için her açıdan çok güzel bir deneyimdi. Slovakya’nın Bratislava gibi çok küçük bir şehirde bu deneyimi yaşamış olmama rağmen birçok farklı kültür ve milletten onlarca arkadaş edindim. Her biri benim için çok değerli hale geldi. Onlara Türkiye’yi ve Türk kültürünü elimden geldiğince en iyi şekilde anlatmaya çalıştım. Dönem sonunda hepsinin bir gün mutlaka İstanbul’u ziyaret etmek istediklerini öğrendim. Öğrenim gördüğüm üniversitenin vizyonu öyle genişti ki 3 yılda alamadığım eğitimi 6 ayda orada almış bulundum. Profesörlerimizin, asistanlarının ve diğer öğretim görevlilerinin üzerimize olan yoğun ilgisi ve derslere olan uzmanlıkları sayesinde çok ağır fakat çok keyifli bir akademik süreçten geçtik. Comenius University gerçekten Avrupa’nın en iyilerinden olmayı hedefleyen ve benim ufkumu açan bir üniversiteydi. Bunların yanında, boş zamanlarımda 40 dakika uzaklıkta olan Viyana’ya sık sık gittim. Avusturya da dahil olmak üzere 8 ülke ve 25’ten fazla şehir gezdim. Yoğun tempoda geçen günlerimde yabancı dilimi geliştirmeme gibi bir ihtimalim asla olmadı. Her gün daha çok uyum sağladım. Böyle bir fırsat elde edebildiğim için mutluyum. Artık ne istediğimi daha çok biliyor, birikimimle ülkeme ve kendime daha çok katkı sağlayacağımı düşünüyorum.
SUDE AGÖZ
İstanbul Kültür Üniversitesi
2022/2023 güz dönemi için Erasmus öğrenci değişimi kapsamında Polonya’da bulunan Eastern European University of Applied Sciences in Bialystok kurumuna gittim. Üniversite hocalarım gayet güleryüzlü insanlardı. Derslerin içerikleri iyi ve genel olarak zor değildi. Üniversite, Polonya’nın kuzeydoğusunda bulunan Bialystok adına ki bir kentte bulunmaktadır. Bialystok, neredeyse yürünerek her yere ulaşımın sağlanabileceği küçük bir kenttir. Kentte teknik, turizm ve spor üniversitelerinin bulunması buranın bir öğrenci kenti olmasını sağlamış. Gittiğim okuldan ve kaldığım öğrenci yurdundan pek çok insanla tanıştım.Kaldığım öğrenci yurdu son derece kalabalık olduğundan, başka ülkelerden insanlarlakonuşabilmek, dostlarımla eğlenebilmek ve bazen başka kentlere ve ülkelere birlikte gezi planı yapabilmek gibi çok güzel imkanlarım oldu. Özellikle İtalyan ve İspanyol arkadaşlarım çok oldu. Polonya’nın gençleri genel olarak İngilizce biliyorlar ve diğer ülkelerden gelen
insanlarla tanışmaya ve farklı kültürleri tanımaya açıklar. Erasmus vizem ile güzel bir Avrupa turuna çıktım ve merak ettiğim pek çok büyük Avrupa kentlerini hem kendi başıma hem arkadaşlarıma gezdim. Herkese böyle bir deneyimi yaşamayı öneriyorum, teşekkürler.
DİNÇ EFE YAZICIOĞLU
İstanbul Kültür Üniversitesi
Merhaba ben İlayda Bayraktar. Uluslararası Ticaret ve Finansman(İng) bölümünde okuyorum. Eğitimimin 6. Yarıyılında Erasmus ile yurtdışına gitmeyi, orada eğitim görmeyi hep çok istemiştim ve öyle de oldu. Erasmus+ deneyimim boyunca, farklı coğrafyalardan gelen insanları ve zengin kültürleri tanıma fırsatı yakaladım. Kültürel, dini ve toplumsal çeşitliliklerin uyum içinde bir arada var olabileceğini gözlemleme şansı buldum, bu da aslında en büyük zenginliğimizdi. Program süresince, dünyanın dört bir yanından katılan diğer öğrencilerle birlikte birçok benzersiz deneyimi paylaşma fırsatım oldu. Farklı millet ve kültürlerden oluşan çok güzel bir arkadaş grubu edindim. Bu kültürleri yakından tanıma fırsatım oldu. Erasmus+ sayesinde, farklı bir ülkede yaşamanın, eğitiminin ve kültürel çevrenin nasıl bir etki yarattığını gözlemleme şansı buldum. Yabancı bir dilde eğitim almak, başlangıçta korkutucu görünebilirken, zamanla dil becerilerimin geliştiğini ve bu sayede daha güvenli bir iletişim kurabildiğimi fark ettim. Erasmus+ sayesinde, farklı bir ülkede yaşamanın, eğitiminin ve kültürel çevrenin nasıl bir etki yarattığını gözlemleme şansı buldum. Yurtdışında eğitim alırken, ev sahibi üniversitenin sunduğu eğitim programlarına ve derslere katılma imkanı elde ettim. Bu sayede yeni akademik alanlara maruz kaldım ve ilgi duyduğum konuları daha derinlemesine keşfetme şansı elde ettim. Yabancı bir dilde eğitim almak, başlangıçta korkutucu görünebilirken, zamanla dil becerilerimin geliştiğini ve bu sayede daha güvenli bir iletişim kurabildiğimi fark ettim. Erasmus+ aynı zamanda kendi sınırlarımı keşfetme fırsatı sağladı. Yeni bir ülkeye, bilinmedik bir şehre ve yabancı bir kültüre uyum sağlamak zor olsa da, bu deneyim beni daha güçlü ve esnek bir insan haline getirdi. Farklı zorluklarla karşılaştım ve bunları üstesinden gelirken içsel gücümü keşfettim. Bu deneyim, geleceğimde beni daha iyi bir insan yapacak ve dünyaya daha açık bir gözle bakmamı sağlayacak. Orada geçirmiş olduğum her anı daima gönülden hatırlayacağım.
İLAYDA BAYRAKTAR
İstanbul Kültür Üniversitesi
Ben Idil Vural, İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Finansman lisans programı öğrencisiyim. Lisansımın 5. döneminde Erasmus programına dâhil olarak hem geri kalan derslerimi almak hem de Avrupa’da yaşama ve eğitim tecrübesi edinmek için Almanya DHBW Loerrach Üniversitesi’ne gittim. Almanya, bilindiği üzere dünyanın refah seviyesi en yüksek ülkelerinden biri. DHBW Loerrach Üniversitesi ise hem Almanya’nın hem de Avrupa’nın iyi üniversiteleri arasında. Kaldığım süre boyunca hem üniversitenin hem de ülkenin sınırsız olanaklarından faydalandığımı belirtmek isterim.
DHBW Loerrach Üniversitesi International Business öğrencisi olarak gittiğim ilk günden beri üniversitenin diğer öğrencilerinden ayrı tutulmadım. Gider gitmez bana ve tabii diğer Erasmus öğrencilerine e-posta hesabı açıldı, öğrenci portalı kullanıcı adı ve şifrem belirlendi, çipli öğrenci kartı basıldı ve benim için hazırlanmış bir dosya bana teslim edildi. Dosyanın içinde harita ve üniversite ile ilgili bilgiler vardı. Böylece gider gitmez ben de o üniversitenin bir parçası olmuştum. Kütüphane, laboratuvarlar ve fotokopi odalarına erişimim kolaydı. Ayrıca bina içlerindeki koridorlarda ve açık alanlarda öğrencilerin oturması, yemek yemesi ya da çalışması için kullanabileceği onlarca masa, sandalye ve elektrik prizi vardı. Böylece hiçbir yerde yoğunluk yaşanmıyor, herkes sessiz bir şekilde istediği köşede çalışabiliyordu. Hemen şunu belirtmeliyim, gerçekten herkes çok çalışıyor. Gün içinde ne tarafa baksanız herkes önünde kitap/defter çalışıyor. Dersler, eğitim sistemi ve konular öğrencilerin iş hayatında birebir karşılaşacağı başlıklardan oluşuyordu. Adapte olmakta kesinlikle zorlanmadım. Sınavlar ise 1 saat sürüyor ve gözetmenlerimiz okul dışından atanan görevlilerden oluşuyor. Derste görülen hemen hemen her konudan bir soru mutlaka oluyor. Üniversitenin yararlanamadığım tek imkânı bir öğrenci yurdunun olmaması keza bana kalacak yer önerisinde bulundular ve bir sıkıntı yaşamadım. Ayrıca okul içerisinde öğrencilerin bir arada oturup çay kahve içebilecekleri bir kafeteryalarının olmaması herkesin sınıf içerisinde ya da okul alanından çıkarak alışveriş merkezine gitmesine sebebiyet veriyordu.
Almanya’da hem zor hem yaşam kolay. Tek sorun, biraz pahalı olması; ama Belçika, Hollanda ve İsviçre’ye gidince aslında Almanya’nın fiyatlar bakımından normale daha yakın olduğunu anladım. Trenle ülkenin neresine isterseniz rahatlıkla gidebiliyorsunuz. Şehir içinde ise otobüs ve tren kullanım açısından en kolay ve tek toplu taşıma araçlarıdır. Zamanında çok fazla göçmen kabul ettiği için çok sayıda yabancı uyruklu Alman vatandaşı var. Yine de devlet tüm vatandaşlarına iyi bakıyor, suç oranlarındaki düşüklük ve sokaklardaki insanların profilleri de bunun bir kanıtı. Almanlar yabancı toplumlara karşı alışık, bu konuya karşı rahat insanlar (ya da en azından benim tanıştıklarım böyleydi). Aynı zamanda çok da kibarlar. Hal böyle olunca yaşamak bir o kadar kolaylaşıyor. Gezilip görülecek yerleri çok; ayrıca diğer Avrupa ülkelerine ulaşım da çok kolay. Dolayısıyla çok rahat gezi planlanabiliyor.
Gerek üniversite olsun gerek ülke olsun, iyi ki burayı seçmişim diyorum. Yaşam kültürü açısından her yer akşam 7’den sonra kapanmasına ve ortalıkta insan kalmamasına rağmen bir de sosyal ilişkileri daha yüzeysel tutmalarına rağmen çok çeşitli arka planlara sahip birbirinden güzel insanlarla tanıştım. Şehrin biraz dışında kalıp diğer öğrencilerden uzak olmuş olsam da çok güzel vakit geçirdim ve çok güzel dersler aldım. Hem akademik kadrosu hem de o bölgeyi keşfetmek isteyenler için Almanya’nın Fransa ve İsviçre sınırında bulunan Loerrach şehri Erasmus için biçilmiş bir kaftandır adeta. Özellikle kış aylarına oranla yaz aylarında hem Ren nehrine girilebilmesi hem de Kara Orman’a çok yakın olması sebebiyle tam bir doğal şölen yaşatıyor insanlarına. Almanya’ya kadar gidip dağ tırmanışı yapmadan dönmek ve güzel kamp yerlerini keşfetmeden dönmek olmaz. Giden herkese sevse de sevmese de bu tecrübeyi kültürleri olarak benimsemiş Alman arkadaşlarıyla deneyimlemelerini öneririm.
İDİL VURAL
İstanbul Kültür Üniversitesi
Merhaba,
2023 Mart ayında Erasmus+ eğitim programına başvurdum, 2024 Şubat ayında da 4. Sınıf Bahar dönemi eğitimimi tamamlamak üzere Polonya’ya geldim. Erasmus programı süresince başta Polonya olmak üzere birçok ülkeyi, şehri, insanı ve kültürleri tanıma fırsatı buldum.
Farklı dillerin, kültürlerin, toplumların da bir arada bulunabildiğini gördüm. Başlangıçta sınavlar, hazırlanması gereken evraklar, vize süreçleri birçok öğrenciye yorucu ve korkutucu bir süreç olarak gözükse de sonucunda benzersiz bir tecrübe ve unutulamayacak anılar biriktirildiğini gördüm. Bulunduğum şehir Konin Polonya’nın daha küçük bir şehri olmasına rağmen Krakow, Poznan, Gdansk, Lublin, Varşova, Wroclaw gibi şehirleri de tanıdım. Polonya’da öğrenciler için tren/otobüs gibi toplu taşıma araçlarında kullanılan %51’lik indirim ve öğrenci kartım bana ekonomik olarak güzel bir destek oldu.
Polonya’da her zaman güvende ve huzurlu hissettim, yeni arkadaşlar edindim, farklı kültürlerden insanlarla ortak dersler aldım, başta Polonya kültürü ve tarihi olmak üzere birçok ülkeyi tanıma fırsatı buldum. Akademik olarak ve ilerde kariyerimi şekillendirmek için ise Erasmus+ eğitim programının çok değerli ve önemli olduğunu düşünüyorum. Farklı bir ülkede, anadili bizimkinden farklı öğretmenlerden ders almak oldukça öğretici oldu. Diğer öğrencilerle birlikte hazırladığımız proje ve sunumlar bize bir takım olabilmeyi ve uyum içerisinde çalışabilmeyi öğretti. Bu sürece yalnızca bir eğitim programı olarak bakılmaması gerektiğini düşünüyorum, bu her öğrencinin yaşaması gereken hem kültürel, hem akademik olarak benzersiz bir deneyim. Özellikle okulumuzda birçok öğrencinin faydalandığı Erasmus hibesi bu süreci hem ulaşım hem ulaşım hem konaklama ve günlük yaşam maliyetleri açısından önemli ölçüde destekliyor.
Hem Ulusal Ajans’a hem de okulum İstanbul Kültür Üniversitesine sağladıkları bu imkânlardan dolayı teşekkür ediyorum ve her öğrencinin Erasmus programından yararlanmasını diliyorum.
İREM NİHAN Bİ
İstanbul Kültür Üniversitesi